3 Ağustos 2009 Pazartesi

Kupasız sezonun piyangosu; Süper Kupa.






Maç oynanmadan polemikler başladı. "İki kupayı da almış bir takım varken Süper Kupa aynamak neden?" diye. Tabi bu görüşü savunanlar açıklamalarında mantık olarak bu şekilde olmalı demelerine rağmen diğer ülkelerde bizim Süper Kupa formatlı kupaların oynanmadan bir takıma hediye edildiği görülmemiş. Yani ortalıkta "2 kupa alana federasyondan 3.sü hediye" şeklinde promosyon yapan bir ülke federasyonu yok. Yine aynı düz mantıkla baktığımızda çifte kupa şampiyonunun yeni sezonda hem şampiyonlar ligi hem de avrupa liginde oynaması lazım.


Bu kupa ile ilgili tek tartışma çifte kupa şampiyonunun karşısına kimin çıkacağı olmalı. İki adayı savunanlar da (lig ikincisi ve kupa finalisti) kendi çaplarında haklılar.
Federasyon rakip olarak kupa finalistini seçti. Kupaları önem sırasına koyduğumuzda da mantıklı olması gereken bu. Yani Süperlig kupası 1.kupa, Türkiye kupası 2.kupa sayıldığında her iki kupayı da kazanan takım 1.kupayı temsilen, Türkiye kupası finalisti de 2.kupayı temsilen sahaya çıkıyorlar.




Maç başladı oynandı bitti. Fenerbahçe, Beşiktaş'ı 2-0 yenerek kupaya uzandı.
Buna rağmen iki takım da lige hazır olmadığını gösterdi. 80.000 kişilik stadın yarısının bile dolmadığını gören federasyon umarım önümüzdeki yıllarda stat seçimlerini daha mantıklı yapar. Yine maçı televizyondan izleyen bir federasyon yöneticisi varsa da umarım maçların yayın haklarını verirken uygulanacak kuralları daha baskın bir şekilde kanallara kabul ettirirler.

Hiç yorum yok: