3 Temmuz 2010 Cumartesi

Bir tek o kaldı.


Dünya Kupasında Ülkemizde top koşturan 14 yabancı futbolcu boy gösterdi. Son 4 e girerken sadece 1 kişi kaldı. Basında pek yer etmese de Urugay'ın kaptanı Diego Lugano yoluna devam ediyor.

26 Haziran 2010 Cumartesi

Kocaman Bir Adam


Daum'u gönderen Fenerbahçe'de teknik direktörlük koltuğunda artık Aykut Kocaman oturacak. Geçtiğimiz sezon ne olduğu tam net olmayan idari menejerlik görevinden sonra kulübeye inerek istediği bir kadro kurarak ve istediği taktikle Fenerbahçe'de başarılı olmaya çalışacak.

Aykut için tek soru işareti şu ana kadar oynattığı takımlarda çok büyük işler yapmaması. Potansiyeli olan takımların başına geçip bu potansiyeli açığa çıkaramamıştı. Şimdi elinde güçlü bir kadro kuracak yetki ve bütçe var. İstediği oyuncuları alabilirse aklındaki taktiği sahaya daha iyi yansıtabilir.

Sonunun son 14 sezonda şampiyonluk yaşayamayan teknik direktörler gibi olmaması dileğiyle Aykut'a başarılar diliyoruz.

SON 16

Kupada dün gece itibariyle son 16ya girdik ve ara vermeden maçlar devam edecek. Elenen 16 takım arasında son kupanın finalistleri Fransa ve İtalya da var.
Fransa İrlanda'nın ahını alarak geldiği turnuvada berbat teknik-taktik anlayışı nedeniyle sıradan bir takım gibi sadece 1 gol 1 puanla son sırada grubu bitirdi. Kadro olarak güçlü kaliteli oyunculara sahip olsalar da kulübedekilerin zayıflığı bu sonucu getirdi. Hangi torpille takımın başında kaldığı anlaşılamayan Domenech'in kısır futbol taktiğiyle oynattığı takımda Anelka ile başlayan isyan sonradan tüm takıma sıçradı ve Afrika'da gün sayan takım ülkesine döndü.

İtalya'da ise Lippi'nin ligde hayal kırıklığı yaratan Juventus takımından topladığı kadrosuyla elenmesi şaşırtmadı ama galibiyetsiz biçimde grubu son sırada bitirmeleri biraz sürpriz oldu. B planından yoksun bir biçimde geldikleri Güney Afrika'da, yedeği olmayan Buffon'un sakatlığı, Juventus'da kaleyi yol geçen hanına çeviren Cannavaro-Chiellini ikilisi rakiplerinin geliştirdiği her atağın gol olmasını sağladı.

Final ağacında da görüldüğü gibi 16 takımın kıtalara dağılımı Avrupa 6, G.Amerika 5, K.Amerika 2, Asya 2, Afrika 1 şeklinde.
2006daki kupanın çeyrek finaline 6 Avrupa ülkesi ve Güney Amerika'dan Brezilya ve Arjantin'in kalması Avrupa futbolunun ne kadar ilerlediğini dünyanın geri kalanında bir tek Arjantin ve Brezilya'nın Avrupa'yla baş edebileceği söyleniyordu.
Aradan dört yıl geçti ve henüz son 16ya girerken Avrupa'dan kalan ülke sayısı 6 ve bu 6 takım da birbiriyle eşleşti. Çeyrek finale 3 Avrupa ülkesi çıkacak. En azından bu garantilendi. Eğer farklı ülkelerle eşleşilse sayı 3den de az olabilirdi. Güney Amerika'dan turnuvaya katılan 5 takımın da yoluna devam etmesi güzel bir olay. Şili dışında mağlubiyet gören bir takım yok ve 5 ülkenin 4ü gruplarını lider bitirdi.
Final ağacına bakarsak Yarı final tahminlerimizi yapabiliriz.
Uruguay - G.Kore ve A.B.D.- Gana eşleşmelerinden Uruguay-A.B.D. çeyrek finali çıkabilir. Buradan da sağlam defansıyla (bkz: Diego Lugano) Uruguay yarı finale göz kırpabilir.
Hollanda - Slovakya ve Brezilya - Şili mücadelelerinde İsmi ve formalarıyla Hollanda-Brezilya eşleşmesi kimsesi şaşırtmaz. O maçta da oyuncu performansları genel olarak daha iyi olan Brezilya'nın şansı biraz daha yüksek.
Arjantin - Meksika ve Almanya - İngiltere eşleşmesine ne desem tutmaz gibi duruyor. Messi'nin sırtına alıp götürmeye çalıştığı Arjantin sahada üstünlük kursa da Kore maçı dışında bunu skora yansıtmakta rahat olamadı. Karşısında Fransa'yı gruplarda yenip ülkeyi krize sokan Meksika var. Oyun tarzları farklı olan bir takım Meksika. Kadrolarında Dos Santos, Vela, Guardado gibi oldukça kaliteli oyuncular var. Arjantin'in hata yapmaya meyilli defans karşısında tehlikeler bulabilir. Almanya - İngiltere eşleşmesi turnuvadaki oyuna bakılırsa Almanya'nın üstünlüğüyle bitecek. İngiltere 3 maç oynamasına rağmen bir türlü istenilen oyun tarzını sahada gösteremiyor. Almanya tam ordu disipliniyle oynuyor ve cezası biten Klose'nin sahada olması büyük avantaj 3 turnuvada toplam 11 gole ulaşan Klose bu eşleşmede de devam edecektir gollerine. Burada gönlümden geçen çeyrek final eşleşmesi Meksika - İngiltere biçiminde. O maçtan da İngiltere yarı finale çıkıp en azından yıllar sonra bir yarı final görebilir.
Son parça Paraguay - Japonya ve İspanya - Portekiz eşleşmeleri var. Ülkesi dışında ilk kez tur atlayan Japonya Honda'nın etkili oyunuyla ikinci tura çıkabilir. İspanya'da ise Fernando Torres biraz kıpırdansa Portekiz karşısında mutlak favori olabilirler. Torres, üzerindeki Guiza efektiyle oynadığında takımın şansı %55 civarında. Bu tarafta Çeyrek final Japonya - İspanya olur. Oradan da İspanya yarı finale uzanır.
4 günde bitecek son 16 daha sonra ise 2 gün boşluk var. En azından kulaklarımız 2 gün rahat edecek.

Geri Döndük...



Yoğun iş temposundan dolayı bir türlü vakit ayıramadığımız blogumuza tekrar el attık. Yine yazılarımıza devam edeceğiz. Öncelikle uzun soluklu boşlukta neler olmuş onları özetleyelim:



Turkcell SüperLig'de Bursaspor şampiyon oldu. Bursaspor'u kutluyor, "bizi şampiyon yapmazlar" diyen diğer Anadolu kulüplerine de selam yolluyoruz. Ankaraspor, Denizlispor ve Diyarbakıspor ligden düşerken Kardemir Karabükspor, Bucaspor ve Konyaspor SüperLig'e merhaba dedi.
Bu arada ligde şampiyon 1 taneyken şampiyon olamamış 17 takım vardır. Sadece 1 takım şampiyon olamamış gibi tüm Türkiye'de sevinç gösterileri düzenleyen 17 takım taraftarına da iyi eğlenceler dileriz.


İngiltere'de Chelsea, Almanya'da Bayern Münih duble yaparken İspanya'da Barcelona Ligi, Sevilla da kupayı alırken Fransa'da da Marsilya ligi, P.S.G. de kupayı müzesine ekledi. İtalya'da ise İnter lig, kupa ve şampiyonlar ligini kazanarak dublenin ötesinde triple -böyle bi tabir var mı ki?- yaptı. Uefa Avrupa ligini ise Atletico Madrid kazandı.

Mourinho İnterle bu sezon alınabilecek tüm kupaları alınca soluğu Madrid'de alması kaçınılmaz oldu ve Real Madrid ile 4 yıllık bir anlaşma yaptı.




Vuvuzelalı dünya kupası başladı ve grup maçları sonunda son 16 takım belli oldu. Kupayla ilgili ayrı bir yazı yazıp ayrıntılarına değineceğiz.

16 Eylül 2009 Çarşamba

Ankaraspor


Ankaraspor yöneticileri bir anda Ankaragücü'nü yönetmeye başladı. Transferin son gecesi 6 Ankaraspor futbolcusu Ankaragücü'ne geçti.

Sonuç; Ankaraspor'a bir alt lige düşme cezası ve Ankaraspor ve Ankaragücü başkanlarına 6şar ay hak mahrumiyeti cezası.

Bu sonuç beklenen bir sonuçtu. Ancak bu işte Ankaragücü'nün cezasız kalması ilginç.
Gökçek ailesi baktılar Ankaraspor'la şampiyonluğu gerçekleştiremeyecekler şansımızı Ankaragücü ile deneyelim dediler. Ankaragücü'nün 32 kişilik yönetim kuruluna kendi adamlarından 15 kişiyi getirdiler. Başkanlık koltuğu da oğullardan Ahmet'in olmuştu.
Ankaraspor'dan da 6 oyuncu Ankaragücü'ne geçince niyet tamamen belli oldu. Ankaraspor üvey evlat muamelesi bile görmeyecekti. Gökçekler Ankaraspor'u evlatlıktan da reddetmişti.
Zaten Ankaraspor desteksiz kalınca bu sene olmasa da gelecek sene küme düşecekti. Federasyon "ben olaya el koydum" demek için bu küme düşme olayını öne çekti ve Ankaraspor'u küme düşürdü.

Şimdi sormak lazım; bu durumda mağdur olan kim?

Şampiyonlar Liginde ilk gün




Mayıs ayından sonra tekrar şampiyonlar ligi müziğini duymak güzel.


Beşiktaş İnönü'de Man.Utd.'yi ağırladı. Maçtan önce favori doğal olarak İngiliz ekibiydi. Son iki yılın finalisti olunca doğal olarak sadece bu maçın değil kupanın da favorisiydi.

Maçtan önce Bobo'nun kadroda olmaması şaşırttı. İlginçtirki 3 sezondur takımın en çok gol atan oyuncusu olan, hatta abartmayayım Beşiktaş kadrosundaki tüm forvetlerin en iyi özelliğinden biraz biraz bünyesinde barındıran Bobo kadroda yoktu. Uğur denemeye hevesli bu takımın Liverpool'a gol atan futbolcusunu kulübenin de dışına atması ilginç.


Maça gelirsek,

- United kendini sıkmadan nasıl olsa bir tane atar maçı alırım havasında oynadı. Zaten dedikleri gibi de çıktı. Hakan arıkan Benayoun'a yaptığı asistlerden birini de Scholes'a yaparak İngilizlerin sevinmesini sağladı.

- Denizli'nin maçtan önce kafasında düşündüğü oyuncu değişiklerini aynen uyguladı. Maç boyunca Beşiktaş'ın bütün ataklarında adı geçen Serdar Özkan ilk değişiklikte kenara alındı. Büyük ihtimalle Denizli'nin kafasında yaptığı sanal maçlarda kötü oynayan hep Serdar oldu ki onu çıkarıp Yusuf'u aldı.

- Manchester United niye bu kadar etkisiz diyenler için hafta sonunda İngiltere'de bir United-City derbisi olduğunu hatırlatayım. Bırakın futbolcuları, siz United taraftarı olsanız sizin de aklınız o maçta olurdu.

- Maçtan önce Beşiktaş'ın tek etkili ayağı olan taraftarı 70 dk. sessiz sessiz maçı izledi. Sonra hareketlenmeye başlayınca spiker ve yönetmen de bu anı bekler gibi birden taraftarla ilgilenmeye başladı. Spiker maçı felan bırakıp taraftarı anlatmaya başladı. 7 dakika sonra Scholes'un golü gelince her şey tekrar eski haline geldi.


Sonuç olarak Beşiktaş kendi rakibi olmayan United'a dirense de yenilmekten kurtulamadı. Gruptan çıkmak için Wolfsburg ve CSKA'dan alacağı puanları bekleyecek.




İnönü'den çıkıp oynanan diğer maçlara gelelim;


- Real Madrid, Zurich deplasmanında 5-2lik galibiyete uzandı. Ronaldo'nun 2 golüne Raul, Higuain ve Guti yardım etti.


- Wolfsburg'da Grafite hat-trick yaparak 3-1'lik galibiyette baş rol oynadı. Juande Ramos yeni takımıyla ilk maçında takımını seyretmekle yetindi.


- Gecenin sürprizlerinden ilkini APOEL gerçekleştirdi. Madrid deplasmanında Atletico'dan gol yemeyerek ülkesine 1 puanla döndü.

- Diego'suz Juventus, Bordeaux ile kendi evinde 1-1 berabere kalarak 2 puan kaybetti.

- Chelsea Porto maçında da Anelka'nın tek atışı skoru belirledi.

- Bayern, İsrail deplasmanında 3-0 yenerken her sezon bir hücumcu orta saha çıkaran takımın son ürünelerinden Thomas Müller son 5 dakikada attığı 2 gol atıp farkın gelmesini sağladı.

- Gecenin ikinci sürprizi ise Marsilya'da gerçekleşti. 3-5 sene önce olsa normal olacak bir sonuç şimdi benim gözümde sürpriz oldu.

Milan Marsilya deplasmanından İnzaghi'nin attığı iki golle 2-1 galip ayrıldı. İnzaghi İtalyan gazetelerine maçtan önce "bu maç benim maçım olacak" şeklinde açıklama yapmış. Yaşından dolayı haklılığını gördük.





Yarın - ya da bugün diyelim - Inter-Barcelona maçı oynanacak. İspanya'dayken Real Madrid'e karşı oynadığı maçları hatırlayınca bu maçta da Eto'o'nun bütün hırsını çıkarmaya çalışacağı kesin.

8 Eylül 2009 Salı

Devam....

Uzun süredir yazamadık, bu sürede olanları kısaca özetleyelim de kendimizi affettirelim.

Kronolojik bir sıra değil, sadece aklıma geldiği sırada yazacağım.


Brezilya deplasmanda Arjantin'i 3-1 mağlup etti. Maradona sıkıntıya düştü. 3 maç kala Dünya kupasına gitme şansını zora soktu. Eninde sonunda dünya kupasına giderler ancak bu şekilde ite-kaka gitmek de koskoca Arjantin'e yakışmaz.




Livorno Adana'ya geldi.

Taraftarların benzer yapıda olması Adanademirspor yöneticilerinin Livorno takımını davet etmesini sağladı. Livorno da bu davete kayıtsız kalmayarak geçen cuma günü gelip 5 Ocak stadında hazırlık maçı oynadı. Olayın duyulmasından sonra bir çok yerde heyecan artmıştı. İstanbul'dan, İzmir'den, Ankara'dan da taraftarlar maça gelmişti. 0-0 lık sonucundan çok itfaiyenin maç esnasında sıcaktan bunalan tribünleri sulayarak serinletmesi, Cristiano Lucarelli'nin tribünleri tek tek dolaşması uzun süre hatırlanacak görüntülerdi. Tabi Livorno takım kafilesinin maçtan 1 gün önceki acılı adana keyfi de güzel bir görüntüydü.

Ayrıca bir İtalya Serie A takımı Türkiye 2.Lig takımı ile maç yapmaya ülkeye geldi ve hiçbir kanal maçı yayınlamadı. Bu da ayrı bir yazı konusu.



A Milli Takım Kayseri'deki maçta Estonya'yı 4-2 yendi. Maçın hemen başında üstüste hatalarla golü kalemizde görsek de dakikalar geçtikçe skorun 1-0da kalmayacağı açıktı. Biraz panik oyun tarzı sergilememize rağmen istenilen skoru aldık.

Yarın Bosna deplasmanına çıkacağız. Kazanırsak son iki maça umut taşıyacağız ama kaybedersek kesinlikle gidemiyoruz.


Bu arada Fatih Terim'in, Klinsmann ve Löw ile başlayan beyaz gömlek modasına uymaya başladığını gördük. Gerçi gömlek özel kesim değildi ama olsun.



Basketbol milli takımımız da Polonya'daki Avrupa Şampiyonası çok iyi başladı ve 2de 2 yaparak gruptan çıkmayı garantiledi. İlk maçta Litvanya'yı 84-76, sonrasında da Bulgaristan'ı 94-66 ile geçti.

Gruptaki son maç evsahibi Polonya ile olacak. Bu gruptaki puanlar üst turdaki gruplara aynen taşındığı için 3te 3 yapmak önemli. O yüzden rehavete kapılmadan oynarsak üst turda işimiz biraz daha kolaylaşır.

2 Eylül 2009 Çarşamba

Arjantin - Brezilya


Dev maç cumartesi günü oynanacak. Ev sahibi Arjantin ve maç Rosario'da Gigante de Arroyito stadında oynanacak. İki takımın da kardoları açıklandı.

Arjantin:

Kaleci :
Juan Pablo Carrizo (Zaragoza)
Mariano Andujar (Catania)
Sergio Romero (AZ Alkmaar)

Defans:
Javier Zanetti (Inter Milan)
Nicolas Pareja (Espanyol)
Fabricio Coloccini (Newcastle)
Gabriel Heinze (Marseille)
Nicolas Burdisso (Inter Milan)
Sebastian Dominguez (Velez Sarsfield)
Emiliano Papa (Velez Sarsfield)
Nicolas Otamendi (Velez Sarsfield)
Rolando Schiavi (Newell's Old Boys)

Orta Saha:
Fernando Gago (Real Madrid)
Javier Mascherano (Liverpool)
Maxi Rodriguez (Atletico Madrid)
Jesus Datolo (Napoli)
Juan Sebastian Veron (Estudiantes)
Rodrigo Brana (Estudiantes)
Mario Bolatti (Huracan)
Sebastian Battaglia (Boca Juniors)

Forvet:
Carlos Tevez (Manchester City)
Lionel Messi (Barcelona)
Sergio Aguero (Atletico Madrid)
Diego Milito (Inter Milan)
Lisandro Lopez (Lyon)
Ezequiel Lavezzi (Napoli)
Eduardo Salvio (Lanus)
Martin Palermo (Boca Juniors)

Brezilya:

Kaleci :
Julio Cesar (Inter Milan)
Victor (Gremio)

Defans :
Maicon (Inter Milan)
Daniel Alves (Barcelona)
Filipe (Deportivo La Coruna)
Andre Santos (Fenerbahce)
Luisao (Benfica)
Miranda (Sao Paulo)
Lucio (Inter Milan)
Juan (Roma)

Orta Saha:
Gilberto Silva (Panathinaikos)
Felipe Melo (Juventus)
Lucas (Liverpool)
Elano (Galatasaray)
Ramires (Benfica)
Julio Baptista (Roma)
Kaka (Real Madrid)
Sandro (Internacional)

Forvet:
Nilmar (Villarreal)
Robinho (Manchester City)
Luis Fabiano (Sevilla)
Adriano (Flamengo)


Arjantin kadrosunda uzun bir aradan sonra Martin Palermo'nun bulunması sürpriz olmuş. En son 1999 yılında Copa America turnuvasındaki 3 penaltı kaçırdığı maçta milli takım formasını terletmişti.
Brezilya'da da Sandro ilk kez milli takıma çağrıldı. Adriano da 1 yıllık aradan sonra tekrar kadroa. Buna karşılık Milan'dan Pato ve Juventus'tan Diego kadroda yok. Bizimkiler Andre Santos ve Elano kadroda.

Ayrıca bir not daha düşelim. Maç pazar sabaha karşı 3:30 da oynanacak. Ntvspor naklen yayınlayacak.

1 Eylül 2009 Salı

Kamp Dönemi.


Fotoğraflar herhangi bir takımın kampından değil. Cumartesi günü oynanacak Arjantin - Brezilya maçının henüz satışa çıkmamış biletlerinden edinmek isteyen taraftarların görüntüsü.
Rosario'daki 42bin kişilik Gigante de Arroyito stadında oynanacak maçın biletlerinin satışa çıkmasına ise daha 4 gün var.

Perşembe günü bilet alabilmek için şimdiden sıraya girmişler. Büyük ihtimalle biletleri aldıktan sonra da kamp yerini terketmeyip 2 gün daha dişlerini sıkarlar. Yani git-gel yapıp masrafa girmesinler.

Hoşgeldin


Daha dün yuvaya dönüş başlıklı haberde konu etmiştik Şevçenko'yu. Bugün Dinamo Kiev'in sahasında 3-1 mağlup ettiği Metalurg Donetsk maçının son dakikasına attığı penaltı golüyle taraftarlara "Hoşbulduk" demeyi ihmal etmedi.

31 Ağustos 2009 Pazartesi

Gülümse




Maç skoru Milan 0 - İnter :4 şeklinde olunca Mourinho fırsatı kaçırmaz, sonucun keyfini çıkarır.